box

02 Kasım 2011

Vertical Jigging , Basic Jigging , Butter Fly Jigging , Jiggingte İlk Adım

Değerli Arkadaşlar ,

Hep söyleriz , bir başkadır bu tutkuyu yaşamak , bir virüs gibidir , aşı bir kere tutmaya görsün , ilk boş vaktimizde kendimizi ya kıyıda dalgaların toprakla dans ettiği yerlerde ya da denizin üstünde koşarcasına , maviliklerine atarız kendimizi..

Hepimizin hobisidir balık tutmak çoğumuza göre ise en güzel hobidir boş vakitlerimiz geçirebileceğimiz. Avlanma tekniklerini kimi zaman okur , araştırır , uygular , kimi zamam da büyüklerimizden , ustalarımızdan anlatmalarını ister , öğrenmeye çalışırız. Önemli olan , uygulamak istediğimiz tekniği , kendimize göre harmanlayıp tecrübe etmektir. ‘’ Acaba olur mu ? ‘’ diyeceğimiz durumlarda , en azından fikirlerimizi uygulamalı , sonuçlarını paylaşmalıyız. Yenilikler bizim başarmaya çalıştığımız ölçüde varolacaktır.

Balık avının en keyifli ve kişiyi tatmin eden püf noktası , tekniği , yazılanların haricinde , kendimize özgü biçimde harmanladıktan sonra eyleme geçirmektir. Varolanın üstüne bişeyler katmak ya da yeni bişeyler üreterek sonuca ulaşmak , bu sevdanın peşinden gidenler olarak , bizlere büyük bir haz vermektedir. Bu şekilde yapılan avlar bize daha önce tecrübe edilmemiş deneyimler kazandırırken , yeni bulguları bulmamız , manevi tatminimizi en üst düzeye çıkaracaktır.

Her av tekniği kişiden kişiye farklılaşır. Örneğin ; at-çek avcılığında , bazı dostlarımız fiziksel özelliklerinden ve hedef balıkların karakteristik özelliklerinden ötürü , farklı atar değerlerine sahip kamışlar seçmekte , parçalı yada tek parça kamışları tercih etmekte , kimi dostlarımız ise daha hafif kamışlar ile avlarını gerçekleştirmektedir. Bu avın teorik kısmını çeşitlendirmekte , yeni sistemlerin gün ışığına çıkmasına yardımcı olmaktadır. Bu farklılaşma , at-çek avcılığında kaşıkların , slikon yemlerin , yapay sahtelerin , pikler adı verilen dökme sahtelerin çeşitlenmesine ve farklılaşmalarına sebebiyet vermiştir.

Avcının , hedef balığa ulaşmasını kolaylaştıran yeni tecrübeler , deneyerek araştırılırken , sonucu olumlu olan yine avlanma şekilleri ortaya çıkmıştır ve ileriki dönemlerde de yeni teknikler çıkacaktır.
Son yıllarda üzerinde sıkça konuşlan tekniklerden biri olan , kas geliştirici metodumuz , Vertical Jigging olarak adlandırılmıştır.
Resim

Vertical Jigging 1990 ‘lı yıllara gelindiğinde Japonya ‘da yeni bir akım ve isim ile gün ışına çıkmıştır. Jig kelimesinin karşılığı esasında dans etmektir. Ağır metallerden döküm olarak üretilen sahteye , kamışla yaptırılan çeşitli hareket ve sallama metodları ile yaptığı aksiyonlarından dolayı , yani dans eder gibi hareketlerinden dolayı , bu ad verilmiştir. Kullanılan sahtelere jig , tekniğine ise jigging adı verilmiştir. Jigging tekniğini sadece tekneden denizin derinliklerine gönderilen dökme sahtelere verilen aksiyonlar olarak değerlendirmemek gerekir. Çünkü Jigging tekniğininde kendi içerisinde alt dalları bulunmaktadır. İleriki sayılarımızda bu teknikleri inceleyeceğiz. Öncelikle Vertical jigging ‘e bir göz atalım.

Jig sahteleri için en önemli unsur , jiglerin yapım karakterlerine göre uygun aksiyonları yaptırabilmektir.

Spesifik avlanma tekniği olarak Vertical Jigging , keyifli , büyük balık yakalama tatmini sağlayabilen , yorucu ( Kas geliştirici ) bir avlanma yöntemidir. Dünya ‘da , sportif balıkçılık sektörünün , önde gelen firmalardan biri olan Shimano , Vertical jigging tekniğini son yıllarda çeşitlendirme yoluna gitmiş ve 2008 yılından itibaren dünyaya duyurmaya başlamıştır. Denize komşu olan tüm ülkelerde yayılan bu yöntemdeki her bir jig sahtenin , ayrı ayrı tiplerinin de , gramajlarına uygun olarak kullanılacak iğneleri , halkaları ve sustalı halkaları aynı ölçülerde olmalıdır. Çünkü bu , bir uyum içinde çalışacak parçaların kombinasyondur. Değerli arkadaşlar şimdi bu sistemi ayrıntıları ile incelemeye çalışalım.

Jig Sahteler ;

1 ) Uzun yada Long olarak adlandırılan Jig sahteler
110 gr ile 220 gr arasında değişen jiglerin uzunlukları ise 15 cm ile 23 cm arasında değişmektedir.
Bu tip jig sahtelerin maximum kullanım derinliği 45-50 metre arasındadır.

Resim

Long jigler , 2 farklı şekilde aksiyona tabi olurlar , bunlardan birincisi kısa çekişlerdir. Asitmerik olan uzun jigler kısa çekişlerin ardından yan düşüş hareketi ile aksiyonunu tamamlar Ağırlık merkezinin jigin tamamına yayılmasından dolayı süzülmektedir. Hareketi kısa aralıklı ve seridir. ( Şekil 1 )

Resim
İkinci hareketi ise , kamışın hızlı bir şekilde uzun soluklu olarak hızlıca çekilmesidir. Uzun bir kamış kaldırma hareketinden sonra metal jig serbest bir düşüşe bırakılır. Aynı hareket tekrarlanarak aksiyonun devamı sağlanır. ( Şekil 2 )

Görüldüğü gibi hareketin kısa yada uzun olması jigin aksiyonuna etkendir ve hareket çekiş tarzına göre şekillenmektedir.

2 ) Düz veya Regular olarak adlandırılan Jig sahteler
Bu tip jig sahteler simetrik özellik göstermekte olup 45 metre derinliği kadar 50-90 gr arası ağırlıktaki , 45 – 90 metre arasında ise 110-200 gr arası ağırlıktaki jigleri kullanmak gerekir. Seğirtme yine düşey şekilde olup WTD aksiyonu yani , köpek yürüyüşü diye tabir edilen hareketi yapmaktadırlar.
Resim
Resim

Regular jigler kısa çekişlerde düzenli düşüş hareketini tekrarlayan jig ( Şekil 1 ) , uzun çekişlerde WTD aksiyonu ( köpek yürüyüşü ) hareketini yapmaktadır ( Şekil 2 )

3 ) Bir kenarı düz veya Flat Side olarak adlandırılan jig sahteler
Bu jig sahtelerin bir tarafı standart özelliklere sahip iken , diğer tarafları hafif bombeli özelik göstermektedir. 45 – 75 metre arasında kullanılan Flat side jiglerin ağırlıkları 110 – 170 gr arasında değişiklik gösterirken 75 – 100 metre arasında kullanılan jiglerin ağırlıkları 170 – 320 gr arasında değişmektedir. Bu modellerde asimetrik özelliğe sahiptirler.



Resim

Kısa çekişlerde Flat Side jigler standartlara yakın hareket ederlerken ( Şekil 1 ) , uzun çekişlerde yarı eliptik şekilde hareket ederler . Bu eliptik şekilde asimetrik özelliğinde kaynaklanır ve jig sahteler arasında en iyi aksiyona sahip jiglerdir ( Şekil 2 )

Resim

Jig Sahtelerin donanımı ;
Herhangi bir jig sahteyi aldığınızda , kimi zaman bu sahteler kullanıma hazır olarak bizlere sunulmakta fakat çoğu zaman ise çıplak halde bulunmaktadır. Bizim bu jig sahteleri kullanıma hazır hale getirebilmek için bir takım malzemeler ile donatmamız gerekecektir.

Resim
Jiglerin başlarında veya sonlarında yada hem başlarında hemde sonlarında ,aksesuarlarımızı tamamlamamızı sağlayan jig ile bir bütün olan yarım halkalar bulunmaktadır.
Bu halkalar Solid ring ( yekpare halka ) ve split ring ( sustalı halka ) olarak adlandırılmaktadır.

Solid ring ( Yekpare halka ) : Yapı itibariyle bir bütündür , açılamaz , esneyemez . Kullanımları spesifiktir. Genelde dikey seğirtme sisteminde kullanılan halkalardandır. Kapalı bir halkadır.

Split Ring ( Sustalı halka ) : Yapı itibariyle bir bütün olmasına rağmen , boyutlarının elverdiği ölçüde açılabilir , eklenebilir esneye bilen halkalardır.

Bir aparat sayesinde tüm bu işlemler sorunsuz yapılabilmektedir. Bu Aparat olmadan bir halkaların açılması yada genişletilmesi zor ve yorucu bir hal almaktadır. Bu yardımcı aparata Plier adı verilmektedir. Uzun burunlu pense şekilde bir yardımcı alettir.

Resim

Jig takımımızı hazırlarken solid ve split halkalara ihtiyacımız olacaktır. her kombinasyon kendi içerisinde farklılık gösterebilir. Öncelikle Split halka jig sahtenin burun kısmına takılır. Solid halka , Split ( Sustalı ) halka ile plier yardımı ile içi içe geçirilir. Sustalı halkalar takılıp çıkarılabilen , jig değişimi için gerekli halkalar olup dövme malzemeden yapılmalıdırlar. Solid ringe ( Yekpare halkaya ) ise technora örgü ipler bağlanmalıdır. Bu technora örgü iplerin diğer uçlarında ise dövme malzemeden çekeri yüksek açılması güç sağlam iğneler bulunmalıdır.

Örgü misinanızdan oluşan bedenin bittiği yere , %100 Flourocarbon leader misina bağlamalıyız ; yani
Örgü misinadan oluşan beden ile jig takım arasına %100 Flourocarbon leader misina ( 6-7 mt olmasını öneririm ) bağlamalıyız. Bu bağlayacağımız Flourcarbon misina , balığın aşağıya doğru fişeklemesi ( kafa atması ) , hareketlerini sert yapmasına fırsat verecek , aynı bir arabanın amörtisörü görevi görerek , balığın uyguladığı darbeyi ve gücü emerek absorve edecek , takımın zarar görmesine engel olacaktır. Böylelikle balığı kaçırma oranımız azalacaktır. Leader misinanızın ucunu ise tavsiyem Solid halkaya ( yekpare halkaya ) bağlamanızdır. Bu durum misinanızın sürtünme ve kopma ihtimalinin minimize edecektir. En Basit şekliyle bu kombinasyon her daim işimizi görecektir. Fakat kendi kombinasyonlarınızı da yaratabilirsiniz.

Unutmayınız ki jig iğnelerinize bağlı technora misinalarınız biri uzun diğeri kısa olmalıdır.
Bu durum , balığın vuruşunda yakalanma yüzdesini arttıracaktır.

Resim

Umarım Vertical jigging konusunda yardımcı olabilmişimdir. Tüm dostlarımıza amatör balıkçılık konusunda bilgilerimizi aktarırken , bu sevdaya gönül veren dostlarımızdan tek isteğimiz , amatör balıkçılar olarak sirkülere uymamız gerekliliği bilincini her seferinde hatırlamamızdır. Bilinçli avcılık hepimizin yapması gereken , balık neslinin devamının sağlaması açısında çok önemli bir husustur. Hepinize sevdikleriniz ile beraber keyifli balık avları dilerim.

Sevgi ve Saygılarımla
Cenk Bayraktar

08 Temmuz 2011

Tatlı su avcılığı , Turna avcılığı ve At-çek avcılığı için elverişli bir takım ( Drachkovitch System - Drachkovitch sistemi )

Değerli arkadaşlar ,

Turna sezonun açılması ile bu takımı kullanan dostlarımız harekete geçeceklerdir. Ülkemizde az sayıda kişinin bilmesine rağmen , yurt dışında oldukça ilgi gören bu sistem , balık yakalamaya son derece elverişlidir.

Tatlı su avcılığında ve denizlerimizde at-çek avcılığında da kullanılabilir.

Öncelikle Takımın genel durumuna bir göz atalım ve gerekli malzemelerden söz edelim ;

0,4 - 0,8 mm aralığında muhtelif kalınlıkta paslanmayan çelik teller

paslanmaz çelik teli kesmek ve kıvırmak için çeşitli pensler ince ve uzun uçlu olanları tercih ediniz.

0,2 - 0,3 mm bakır tel

5 ,20 gr arası muhtelif ağırlıklarda delikli (gezer) kurşunlar

3’lü ve 2’li iğneler

örgü misina



Takımın yapılışı ;

 
Öncelikle 0,8 mm kalılığındaki çelik telimizi , pensler yardımıyla , iki ucu arasında 90 derecelik açı yapacak ve çapı 0.5 ile 1 cm olacak şekilde ortalarında bir daire bırakacak durumda kıvırıyoruz ( No 1 - No 2 )


bir ucunda itibaren , yuvarlağın hemen altında diğer uca doğru 6-7 kez kıvırarak boynu oluşturuyoruz ( No 3 )


Dipteki ucu " V " şeklinde boyuna doğru kıvırıyoruz , kıvrılan kısım yarıdan fazla olacak şekilde ayarlıyoruz , eğer fazlalık var ise kesiyoruz. ( No 4 )


Örgü misinamızı 3'lü veya 2'li iğnelere güzel bir düğüm ile bağlıyoruz , düğümü istediğiniz şekilde bağlayabilirsiniz. ( No 5 )


örgü misinaya bağladığımı iğnemizi , kıvırdığımız uca bağlıyoruz , biri uzun diğeri kısa olacak şekilde iki iğne bağlayabiliriz. ( No 7 - No 8 )


Son olarak delikli kurşunumuzun içinde daha küçük olan bakır telimizi geçirerek , bunu gövdeye ekliyoruz ( No 8 - No 9 )



Bu takımı kıstırma metaller ile de yapabiliriz. Bir çok şekilde oluşturabiliriz. Şöyleki ;




Takımın kullanışı ;


Yem olan balığımızı boyuna göre değişik uzunluklarda hazırladığımız düzeneyiğimizi , V şeklide kıvrılan yerden , yem balığımızın ağzında sokuyoruz.


Gezer kurşunumuz balığın ağzına gelene kadar fazla zedelemeden balığın iç kısmına kadar yerleştiriyoruz.

Dışta kalan bakır telimizi , kolay kıvrılıyor olması sebebiyle , balığımızın kafa kısmında delerek diğer tarafta çıkarıp , en az 4 tur sarayoruz.


Böylelikle içten v şeklindeki tele ilave olarak takımın hareket etmesini ve oynamasını iki yönlü engellemiş oluyoruz.




Yemimizi bu şekilde takıma iliştirdikten sonra , suya salabiliriz. Öncelikle dip yapısının pürüssüz ve engebesiz olduğunu düşünürsek yemin dibe inmesini bekleyebiliriz. sonraki hareketler malumunuz biraz çekip bırakınız  
 Eğerki dipte takılabilecek herhangi bir yapı varlığını gördüyseniz , yemi en dibe indirmeden aksiyon verdirmek en mantıklısı olacaktır. Zira iğneler takılabilir.

Takımın ucuna klipsli fırdöndü kullanarak ana misinanıza bağlayabilirsiniz. Böylelikle takımı çıkarma ve değiştirme gibi durumlarda zaman kazanabilirsiniz.

Güzelde bir video ile açıklamayı tamamlayalım





Çember İğneler (Circle Hooks) , Çember Kancalar , kullanımı , özellikleri

Çember İğneler

Okyanus adaları , Uzak Doğu ve Amerika Sahil kesimlerinde yüzlerce yıldan beri kullanılan ve kullanıcılarının gayet memnun olduğu çember iğneler, maalesef ülkemizde pek rağbet görmemektedir. Özellikleri ile ilgili geniş bilgilerin olmaması ve kullanımının az olması bu iğne çeşidinin kullanılabilirliğini sınırlı bir ölçüde tutmaktadır. Bu durum çember iğnelerde faydalanmamıza olanak sağlamaktadır. Genel olarak normal iğnelerin aksine Çember iğnelerin en belirgin özelliği , balık avlama esanasında tasmalama durumunu minimize etmesidir. Bir başka değişle , tasmalamaya gerek kalmadan , iğnenin kendiliğinde balığı yakalamasına dayanır . Balık yemi kaptıntan sonra değil , yemi alıp gitmeye kalkıştığı esnada çember iğnelerin farkı ortaya çıkmaktadır.

çember iğneler diğer klasik tarzdaki iğnelerin yapılarına göre av verimini artırabilen üstün yapılardan oluşmaktadır.

Kısa bir tanım ile Çember iğne , iğne ucunun , bedenine 90 derece dik açıyla bakan , iğnelere verilen addır. 






Kısada değinmek gerekirse , çember iğnelerin av verimini nasıl arttırdıklarına bir bakalım ;

Klasik iğne kullanılan kullandığımız yaptığımız avlanma şekline göre özetlemek gerekirse , olta suya atılır , takımın boşluğunu alınır ve balık oltaya vurmaya başlayana kadar beklemeye başlanır. Balık avının bir miktar şans işi olduğunu varsayarsak , bir süre sonra balık oltaya vurduğunda kamışınızın ucunun hızlı bir şekilde aksiyon alarak aşağıya doğru önemli derecede eğilir, yukarı aşağı hareketi insanı cezbetmeye ve heyecanlandırmaya başlar. Avcı yetişebildiği ölçüde kamışı sert ve kısa bir hareketle yukarı doğru kaldırır . Diğer bir ifade ile , tekneden yapılan avlarda , balığın verdiği vurma hissini farkeden amaötr balıkçı , misinayı yada oltayı ani bir hareketle asılarak çeker. Yaptığımız bu harekete Tasmalama deriz. Klasik iğnelerde balığın yakalanması , yani tasmalama ile iğnenin balığın ağzına yada kursağına oturması tamamen şana bağlıdır. Balık belki yakalanacak belki de iğne ağzından çıkacak yâda ağzını sıyırarak kopartacaktır. Balık yemi bir ucundan kapmış , çekiştiriyor yada yemi düzgün takmamızdan dolayı , yemi tırtıklayan balığı kaçırabiliriz.

Kısaca derlersek , balık yemi gördü ve yeme yoğunlaşarak yaklaşmaya başladı , bir süre sonra şüphelenmez ise gelip yemi kaptı , bu durumda kamışta hareket olmadı , ardında balık arkasını dönüp yemi çekiştirerek gitti. Balığın bu hareketi sayesinde kamış aşağıya doğru bir miktar aksiyon gösterdi ve eğildi. Balık ardından yemi yutmaya başladı. Birden ağzında misina balığın gitmesinyle bir direnç uyguladı , balık bu direnci hissedince çırpınmaya bizim tabirimizle kafa atmaya başladı . Kamışın titremeye başladığı anı hepimiz yaşamışsızdır.

 
Sözkonusu durum çember iğneler olunca , tasmalama gerektirmeden balığın ağzına yada kursağına oturan iğneler, balığın iğneyi veya misina direncini hissetmesi, kafa atması , kurtulması için güç uygulaması durumlarında , balığın çabası yetersiz olacağından , 90 derecelik açının var oluşu ve işini tam anlamıyla düzgün yapması ile çember iğne çoktan balığı yakalamış olacaktır. Hal böyle olunca balık çoktan zokayı yutmuş ve yakalanmış olacaktır. Balık artık iğnenin ucundadır. Ama klasik iğnelerde, balığın yemi bırakması, kafasını sallayıp iğneden kurtulması söz konusu olabilir.


Klasik iğne ve çember iğne arasındaki dezavantajlar , tasmalama esanasında ortaya çıkabilemektedir. Klasik iğnelerde tasma atılarak iğne zorlanır , ağzını delip geçmesini sağlanır. Fakat takımınızda çember iğne varsa atılacak tasma, balığın ağzından iğnenin kurtulmasına yol açabilecektir. Bu durum dikkat edilmesi gereken önemli bir konudur.

Tasmalamanın devre dışı kalması olayına değinecek olursak ;Öncelikle kamışın eğilmesi , kafa hareketlerini absorbe etmesi ve aksiyon göstermesi , balığın yemi kaparak gitmesi esnasında oluşan direnci açığa çıkmasıdır. Balık yemi kaptından sonra dönüp gittiğinde misina direnci kamışa iletecek ve böylece kamışımız hareket etmeye başlayacaktır. 


Balık yemi kaptıktan sonra , şüphelenmiyor ise ( yemi geri çıkartmıyor , ağzında gevelemiyor ve çekiştirmiyor ise ) yeminizi yutmaktadır. İğne ve yem midesine doğru hareket edecektir. Çember iğnelerin ucu 90 derecelik açı ile kendine doğru dönük olduğu için balığın midesine , boğazına , kursağına takılmayacaktır. Bu izlenimin ardında balık mutlu mesut arkısını dönüp gidecektir. Birçok balık türü yemi kaptıktan sonra arkasını dönüp gider.  


Balığın yemi yutmaya yakın arkasını dönüp gitmesi ile birlikte çember iğnenin ucu balığın ağzının yan tarafına doğru dönecektir. Balık döndüğü tarafa doğru gitmeye çalışırken misina , balığın çekiştirmesi ile drenç gösterecektir. Yem ile beraber yada yemsiz iğnenin ucu balığın ağzında çıkma noktasına geldiğinde öncelikle balığın ağzında iğnenin sapı çıkarak kendini gösterecek akabinde iğne ucu ağız çeperine dönecektir. Direncin dahada artması ile iğne ucu balığın ağız çeperine saplancaktır. 


Balığın kurtulma çabaları gereği kafa atmaya çalışması çember iğnein ucunun balığın apzının saplandığı yere daha iyi oturması ile son bulacaktır. Böylelikle balık iğneden kolay kolay kurtulamayacaktır. Tasmalama yapılmadan balığın yakalanması ile balığı çekme merasimine geçilecektir.

Çember iğnelerde önemli olan durumlardan biriside yapısıdır. Çember iğnenin ağız açıklığı balığın ağız açıklığında daha dar ise iğne saplanmadan balığın ağzında çıkabilecektir. Bir diğer husus ise çember iğnenin ön uzunluğu normalden fazla ise , iğne ucu balığın kafa tarafındaki bir başka noktadan çıkabilecektir. Bu durum güzel olmayan görüntülere sebep verebilir.

At-çek avcılığında kullanımı pek uygun olmamakla birlikte , bu avcılık şeklinde yapılan at-çek esanasında bir miktar hareketin olması tasmalamayı beraberinde getirecektir. Çember iğnelerde tasmalamanın negatif etki yapabileceğini düşünecek olursak , at – çek avcılığında klasik iğnelere göre çember iğnelerin kullanıması olumlu sonuç vermeyecektir.


Herkese bol balıklı günler

Misinalar ve Güç, Çeker, Kuvvet, Direnme gücü ( Max strength ) EFFTA Test Sonuçları



Cenk Bayraktar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Değerli arkadaşlar ,


European Fishing Tackle Trade Association (EFFTA) kuruluşu bağımsız bir kuruluş olarak bazı firmaların misinalarını test etmiş ve sonuçları yayınlamıştır. Konuya ilişkin değerler tabloda belirtilmiş.

Üretici firmalardan bazıları , ürünlerinin üstüne değerinden fazla yada farklı ibareler , eksik yada yanıltıcı bilgiler yazılabilmektedir. Bütün firmalar bu şekilde yanlış beyanda bulunuyor demek genelleme yapmak doğru değildir. Bir kısım hatalar yada aksaklıklar tabiki olabilmektedir.

Sonuçta ürünlerin , ihtiyacımıza uygun ve güvenilir olması ana şartımız olmalıdır.

Bu sebepten EFFTA 'nın test sonuçlarını aşağıda bulabilir , avlarınızda kullanacağınız misinalar bu tabloda değerleri ile inceleyebilir , avlarınızı daha verimli misinalar kullanarak yapabilirsiniz.


Sarhoş Ahtopot , octopus

Güzel bir videoydu zamanında ...

Bir an kahkahayı koparmıştık , sonra durduk düşündük , acaba bu arkadaş neden bunu yaptı diye ?

Kederden yada sevinçten içen sadece insanoğlu muydu ?

soruya cevabımız bu av sonunda değişmişti ...



Kuşadası Balık avı günlüğü 07/11/2010 ( Video )

Gidecek yer bulamamıştık , tekne yada bot sahibi olamayınca , el mahkum ya bir tur teknesi yada tanıdık bir kaptan bulup denize açılarak balık tutma sevdasını yaşamak istiyor insan.

Her ne zorluk olursa olsun katlanıyor. hep şunu savunmuşumdur ;

Kendine ve bir kaç arkadaşına yetebilecek bir teknen yada botun olacak , saatlerce denizde kalmayacaksın , spesifik avının keyfine varacak , 2-3 saat içinde balığını alıp evinin yolunu tutacaksın .

Hal böyle olmayınca arkadaşlarınla yapılan balık avı sohbet muhabbet ve şamata ile geçiyor ...

Arkadaşım Kerem , gece bizde kalan kuzenim Barış ile beni saat 03:45 gibi evden aldı , İnrahim abi ve Ömer abi ile beraber Üçkuyularda buluşup yemlerimizi almak için yola koyulduk.

işleri bitirdikten sonra kuşadasına doğru yola çıktık fakat gidebilmek ne mümkün !

Muazzam bir sis havaalanı çevresiniden bir sardı kuşadasına kadar gitmemiz baya gecikti , yolda giderken menderes tarafında durup bir kahvaltı keyfi yaptıktan sonra 06:30 gibi Marinadaki tur teknenise ulaştık.

Teknenin arkadasında yerlerimi alıp takımları hazırladıktan sonra , Ömer abinin değimiyle ( dolmuş gibi ) teknenin dolmasına bekledik , Geç gelenlere biraz sinirlenmiştik.

Bu arada teknenin önünde bizimle ava çıkacak olan arkadaşlardan biri Su üstündeki kefalleri görünce , ekmek takıp işe koyulmuştu , 5 dk sonra bir ses geldi işte !...

Gelen yarım kiloya yakın bir kefaldi , arkadaş sabahtan kendine yetecek balığı tutmuştu

İbrahim abi ve Kuzenim Barış


Ömer Abi ve arkadaşım Kerem 


Avlağa doğru yola çıkarken , sırtı takımlarını suya indirmiştik fakat hızımızın yüksek olmasında dolayı herhangi bir vuruş alamamıştık , avlağa giderken sohbet yerini kahkahalara bırakmıştı, günümüz keyifli başlamıştı ;




Saat 08:00 Gibi avlağa vardığımızda bir kaç Mercan vuruş haricinde herhangi bir şey yoktu. Ufak bir iki mercan almıştık hepimiz fakat avın keyfi yoktu , Sohbete devam kararı aldık

Tam o sırada Kerem 'in oltasında bir baskı ... Kerem' in birşey geliyor demesiyle cameraya sarıldım ;




Sabah gelen ufaklıktan sonra ava devam ettik fakat yine pek fazla bir balık yoktu gelen balıklara ise videolara almaya devam ettik

İşte Şamatanın en sağlamı İbrahim abinin elinden video görüntüleri ;
















Hava kararmaya başladığımızda avımızı sonlardırarak dönüş yoluna koyulduk , dönüşte arıza yapan başkabir motor yatı çekmeyide ihmal etmedik. Güzel dostluğumuzu ve sohbetimizi en kısa zamanda tekrarlayacağız.

26 Nisan 2011

Zargana Takımı ve Zargana balığı avlama tekniği

Merhaba arkadaşlar , Bir zargana avı hikayesi gibi , bazı bilgileri azda olsa paylaşmayı istedim.

Gerek kıyıdan olsun gerekse de tekneden avlaması keyif veren , benim özellikle çok sevdiğim sportif balık avına yakışan bir balık avıdır , zargana avı...

Zargana avı çok basit görünsede zannedildiği kadar basit olmayabiliyor kimi zaman, bu sebepten birkaç bilgiye ihtiyacımız olacaktır. Eğerki şansımız iyi ve balıklar aç ise zaten fazla bilgiye gerek yoktur . Spesifik olarak zargana da kendine özgü bir düzenek ve takım ile avlanmaktadır.

Kullanacağımız düzenek aslında hepimizin bildiği Kefal balığını yakalamada kullandığımız mantarlı yada toplu takımın biraz daha büyük ve uzunudur. Zargana takımı için Top , Misina , İğne vazgeçilmez üçlüdür.

Ancak önemli olan bu üç nesneyi kullanarak, zargana avına uygun olacak bütünü sağlamaktır. Takım hazırlanırken dikkat edilmesi gereken basit ama çok önemli ipuçlarını sizlerle paylaşmak istiyorum.



Bu takımda Kirby tarzı iğneleri kullanmanızı önerebilirim.

Bu iğnelerin belirleyici özelliği, ağız ve dirsek kısmının aşağıya düşen dirsek şeklinde olmasıdır. Bu dirsek kavisli olarak uç kısmına kıvrılır ve uç bedene doğru uzanır. Bu sayede, yemden parça alıp gitmeyi seven balıklar için son derece etkili bir tuzak hazırlar. Fakat dirseğin düşüklüğü nedeniyle uygun zamanda tasmalama kritik önem taşır.



Midye içi, kesik kurt gibi yemlerin, ağız boşluğunu kolayca doldurup iğnenin ucunu ulaşılmaz hale getirebilmeleri başlıca sorundur. Yemi, beden tarafına geçirmeden, dirseğine takmak iyi netice verirken, balığı ürkütebilir. Canlı yemler için pek uygun değildir. Kıvrımlı dirsek canlı balığı çok çabuk hırpalar.Fakat Zargana avımız da önemli bir iğnedir. Fleto olarak kesilmiş yemin bir ucunu iğneye takıp çevirerek sarmaya başlarsak hem yem zedelenmemiş olur hemde yemin iğne üstündeki direnci zayıflamış olur. Fleto yem kolay kolay iğneden çıkmaz. İğne rengi önemli olmamakla beraber , en çok av yaptığım iğne rengi koyu lacivert renkli olanlarıdır.

Zargana balığı meraklı bir balıktır.Oltayı attığımız anda yakınlarda zargana var ise,hemen topun düştüğü yere doğru yüzmeye başlar. Fakat zargananın asıl görmesi gereken şey su üstünde makinamızı çevirmeye başladığımızda şıkırtı çıkaran top değil salına salına gelen parlak fletomuz yada yemimiz olmalıdır. .Bu nedenle top ve yem arasında belli bir mesafe olması gerekir.Bu mesafe ne kadar uzun olursa zargananın ürkmeden yeme yaklaşması da okadar çabuk olur. Her ne kamış veya olta kullanıyorsanız kullanın Köstek uzunluğunun en az bir kulaç kadar olmasına dikkat etmemiz gerekir. Kösteğinizi , Olta boyunun 2/3 �ü kadar uzatmanız mümkündür. 2.70 metrelik bir kamışta 2 metrelik bir köstekte işinize oldukça yarayacak , yemin toptan uzun mesafesi , balığı o kadar cezbedecektir.

Zargana topumuzu , misinamızı ve iğnemizi de bağladıktan sonra takımımız av içi hazırdır. ..Zargana avında çok çeşitli yemler kullanılır.Bunlar;midye,teke,ipek,canlı gümüş yavrusu,balıkların kuyruk altları,kurt, pipet, parlak iplikler, jelatin kağıtlar Vs. Vs. Vs.....bu liste daha uzayabilir.Önemli olan hangi yemi nasıl kullandığımızdır. Kokusu olmayan canlı yada cansız yavru balık yada fletomuz yok ise , deniz kıyısında bulduğumuz midye , parlak pipet ve bir çok malzeme ile bu balığı avlayabilirsiniz.Ama hiçbir şey Sardalya fletosu kadar etkin olmayacaktır.

Yemi olabildiğinde koparmamaya özen göstererek uzun bir şekilde iğneye ucundan 2 kere geçirip bırakıyoruz.Unutulmamalıdır ki yem suda dönerek değil salınarak gelmelidir.(doğal görünmelidir)yemimizi takıp oltamızı atıyoruz. Fakat bununda bir dezavantajı bulunmaktadır. Suda salınarak gelen yem sürütünme yada balığın ani vuruşlarında dolayı daha fazla kopma riski yada parçalanma riski taşımaktadır. Ben balık sırtı fletosunu 4-5 kez dolayarak iğneyi takmayı seviyorum , ve son olarak fletonun ucunu 2 cm kadar açıkta bırakıyorum. Böylelikle fletonun ¾ ü iğnenin üstünde sarılarak takılmış geriye kalan 1-2 cm lik kısım kuyruk görevi görmektedir. Salınım bu kuyruk görevi gören kısımda oluşacak , sürtünme minimuma inecektir.

Top suya düştükten sonra kısa bi süre bekledikten sonra , ( 5 � 10 ) sn. sonra yavaş ve sabit bir hızla oltamızı sürekli sarmaya başlıyoruz..Unutmayınız zargana en çok hareketli cisimlere saldırmayı seven bir balıktır. Balığın yemin peşinden gelmesine tanık olduğumda , sarmayı bıraktığımda yemin hareketsiz kalması zargananın vazgeçmesine sebep olabiliyordu. Deniz dalgalı ise pek sorun olmuyor , uç kısımda bırakılan 1-2 cm lik kuyruk iş görebiliyor.

Canlı teke , karides, mamun yada gümüş balığımız var ise yemleri kuyruk kısmında takmanız daha uygun olacaktır. Çektikten bir müddet sonra bekleyerek yemin batmasını sağlamalı ve arada bir çekmeye devam etmeliyiz.


Saygı ve Sevgilerimle

Mordoğan'da bir Mercan avı günlüğü

Günlerden Perşembe , Telefonum çalışıyor Arayan Bülent Güner ( Löngöz ) .

Bülent : ‘ Cenk ‘im , Tuncer ‘i bir yoklasak mı ? ne zamandır çıkamadık balığa ? ‘

Cenk :‘ Tamda zamanını buldun Bülent abi

Bülent : ‘ Yine mi yan çiziyorsun , hafta içi yoksun , hafta sonu hanıma ait , bize ne kaldı ? ‘

Cenk : ‘ Yahu elden ne gelir ? ‘

Bülent : ‘ Ben anlamam

Cenk : ‘ Dur bir arayayım izin alayım

Cenk :‘ Tamamdır , Tuncer Abiyi ara haber bekliyorum , Hanıma bir rüşvet ayarladım hallettim izni

Bülent : ‘ Tuncer tamamdır kimler gelecek ? ‘

Cenk : ‘ Ergun abi gelir , Bahadır ‘ı bir ara istersen , benim arkadaşım var Kerem biliyorsun oda geliyor ‘

Bülent : ‘ Tamamdır ekip Pazar günü yola çıkıyor , Üçkuyularda Buluşur , Narlıdere ‘den yemleri alır gideriz. Ergun Manisa’dan gelirken alıcak Bahadır 'ı. ‘

Cenk :‘ Kerem ‘de araba var olmadı sen bizle gelirsin ‘

Bülent : ‘ tamamdır görüşürüz ‘


Kerem’e hastayım , adama 04:30 da gel beni al diyorum hep yarım saat erken geliyor , bu sefer 05:00 ‘te al dedim beni , 04:30 geleceğini bilerek , oda zaten öyle yaptı 04:30 da geldi

Bülent abiyi evinden aldık , Ergun ve Bahadır abide bize katıldı , doğru yemlerimizi almaya gittik , Yemcinin yanında bir market , yiyeceklerimizi alırken ufak bir hatıra fotoğrafı , Market sahibine dikkat



Gün aydınlanmak üzere , Şu Karaburun yolu üzerinde seyrederken , güneşin karşı dağdan çıkması kadar güzel bir manzara hatırlamıyorum , o virajlı yol ızdıraptan çıkıp tam bir doğa manzarası halini alıyor , içimiz kıpır kıpır yola devam ederken , Soluğu teknenin yanında alıp Tuncer abiyle hasret giderdikten sonra , yola koyuluyoruz.

Avlağımıza giderken ( yol 1 saat 15 dk falan sürüyor ) , ufak bir sırtı denemesi yapıyorum , fakat sonuç yok , o arada ver gazozlardan içelim , herkes gazozunun tadına bakmaya başlıyor

İşte avlağa giderken tekne heyetinden fotoğraflar ;





Avlağımıza vardığımızda deniz biraz çalkantılı , Fakat mamunla sülüneze gelen mercanlar içimizi kaynatmaya yetiyordu , ilk mercanlar Bülent ve Bahadır abiden gelmeye başlamıştı . . .













Günü , Kerem ve benim haricinde güzel mercanlarla tamamladı herkes, fakat bize ne gelen vardı ne giden

Tuncer Kaptan ile bir pazarlık ;

Cenk: ‘ Yahu neden bize gelmiyor bu balık ? ‘

Tuncer : ‘ Balık tutup ne yapacaksın Cenk boşver

Kerem : ‘ Eve ne götüreceğiz , yine mi balık almamız gerekecek ‘

Cenk : ‘ Tuncer abi , ben sana Mercan vereyim , zaten 2 tane var , tutuğun hanosları alırım

Tuncer : ‘ ne verecen herkes tutuğu hanosları versin sana yeter onlar

Cenk : ‘ olur atmayın martılara , martılar doydu , bizde balık yok

O gün yakşalık 40 yakın hanos almıştık , eve gittiğimde bir de güzel yedik bitti hanoslar




Hanosları alırken Bahadır Sarıca ‘dan bir nida yükseldik , ‘ Güzel birşey geliyor ‘ , Herkes olatalarını bırakıp Bahadır Abinin oltasına çevirdi gözlerini , birden ‘ bıraktı demesiyle herkes ‘ pehhh ‘ , sesiyle oltalarına geri döndü , gelen balığı görünce herkesi aldı mı ? bir telaş bir soru ?

Hadi Buyrun bakalım şimdi , zaten bununla ilgili bir konuda açmıştım

http://www.balikdostlari.com/forum/s...ad.php?t=17869

Dönüş yolculuğundan Fotoğraflar , yorgunluk uykuyla atılıyor tabi ;

Ben ve Kerem ;









Balıksız geçen , idare edilir bir günden arta kalan sohbet , Dostluk , kahkalardan başka bişey değildi. Yeteri kadar balık alıp evlerin yolunu tuttuk , e herzaman balık istediğimiz gibi olmayacaktı. Dostlarla geçirilen güzel bir güne daha çizik atmıştık . . .

Kalın Sağlıcakla

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...